< ="Content-" content="text/; charset=utf-8">< name="ProgId" content="Word.">< name="Generator" content="Microsoft Word 12">< name="Originator" content="Microsoft Word 12">
!.DİKKAT.! Linki görebilmek için
GİRİŞ Yapın yada
ÜYE OLUNUZ.Lütfen
Eğitim
sistemimizde gerçekleşen son zamanlardaki değişimler, Öğretmen ve öğrenciye
yeni roller verirken eğitim ile ilgili her şeyi de etkilemektedir. Her şey
olarak tanımladığımız şeylerden kasıt öğretimsel teknolojiden, öğretim
stratejilerine ve eğitim kavramlarına kadar geniş bir alanı kapsamaktadır.
Eğitim sistemimizdeki bu “değişim” teoriden uygulamaya geçinebildiği sürece
“gelişim” olmaya hak kazanacaktır. Bu yazımızda bu kavramlardan ve sınıf yönetiminin vazgeçilmez boyutu
olan Disiplin konusuna değineceğiz.
Postmodern bakış açıları ve eğitim
alanındaki yeni görüşlerin disiplin kavramına atfettiklerini ve yanlış
anlaşılmaları analiz edeceğiz.
Günümüzde
öğretmenler realiteden uzak hazırlanan programlar ve uygulatılması zorunlu
kılınan eğitsel faaliyetlerin kurbanı oluyorlar. Örneğin sınıf mevcudunun
standartların üstünde olması öğretmenin sınıf yönetimi konusunda başarısız
olmasına neden olmaktadır. Öğretmenin sınıfta öğretimi en verimli şekilde
gerçekleştirmesi için kendince bir ahenk oluşturması gerekir ve bunun için eğer
çok iyi bir eğitim almamışsa ve kendini bu alanlarda geliştirmek kaygısına
girmemişse bu onun için kronik bir rahatsızlığa dönüşmektedir.
“Laftan
anlamayanın hakkı kötektir” manasındaki Ziya paşanın sözünü kendine rehber
eden öğretmenler Ziya paşanın bir
eğitimci değil de bir asker, siyasetçi olduğundan haberdar değillerdi galiba.(Cüceloğlu,
2003)
Bu hezeyanın
üzerine eğim psikolojisi penceresinden Nevzat Tarhan hocanın sözleri bizlere
yeni eğitim anlayışları hakkında güzel
mesajlar veriyor:
“Her şey
incelikten kırılır ama insan kalınlıktan kırılır” Sınıfta disiplini sağlamak
adına öğrencilere kalın ve kaba davranmak yerine; esnek, ince ve sabırlı
davranırsak, onları hayatlarının olumlu dönemlerine kazasız taşımış olabiliriz.
Disiplin
kavramının yanlış kullanılması çocukların akademik gelişimlerini olumsuz
şekillendirecektir. “Disiplin” kelimesi, sert sözler, otorite eğitim çavuşunun emirler yağdırması, eğitim
sistemimizde sindirilmiş kitleleri
çağrıştırıyor. Bir soğukluk ve sertlik ifade ediyor. (Tarhan, 2001)
“Disiplin”
ortalığı kasıp kavurmak değil, sağlıklı sınırlar koymaktır. Disiplinin ifade
ettiği manayı tam olarak anlayabilmek için,
düzeltmek ve iyileştirmek ile yargılamak ve cezalandırmak kavramlarını
da birbirlerine karıştırmamamız lazım.
Disiplin
çocuğa hayatın kurallarını öğretmektir.
Onun kişiliğini ezmek değildir. “Disiplin” çocuğu sağlıklı ve dengeli
yetişkinliğe hazırlamaktır. Çocuğun doğru ile yanlışı ayırma, kendini kontrol
edebilme, özdisiplin sahibi olabilme, insan ilişkilerinde sınır koyabilme, iyi
ve yardım sever olabilme gibi temel duygularını güçlendirebilmedir.
Sınıf
içerisinde öğretmen ve öğrencinin arasında iletişim kopması ile birlikte
çatışma yaşanmaya başlar ve Disiplin kavramı olumsuz şekliyle öğretmen tarafından
işe koşulur. Aşık Veysel bir keresinde “Kurtla kuzu aynı dili konuşursa niye düşman olsunlar ki” demişti
türkülerinde. Biz öğretmenler Sınıf Yönetimini en önemli boyutu olan Disiplin
kavramın acaba iletişimle ilgisini ne kadar biliyor ve önemsiyoruz ?!(Tarhan,
2000)
Eğer
elimizdeki tek alet çekiçse sınıf içerisindeki her problemi bir çivi olarak
görmememiz Allen Kılein in deyimiyle
imkansızdır. Sınıftaki sorunlu öğrencilere karşı ağzımızı harekete geçirmeden
önce parlak çözümlerle aklımızı vitese takmamız gerekmektedir.(Horn, 1997)
Bilge Martin Luther King şöyle demişti: “o
eski –göze göz dişe diş- yasası herkesi gözsüz, dişsiz bırakıyor.”
Kaynaklar
- Tarhan, N. (2001). Psikoloji Penceresinden İnsan Ve Toplum. 2. baskı. İstanbul:
Zafer Yayınları
- Tarhan, N. (2000). Psikolojik Savaş. İstanbul: Zafer Yayınları
- Horn, S. (1997). Tongue Fu. İstanbul: Boyner Holding Yayınları
- Cüceloğlu, D. (2003). Yeniden İnsan İnsana. Ankara: Remzi Kitabevi