Taki Akkuş
İlk Yıl Öğretmeninde Kimi Nitelikler (2)
Geenel Kültür ve Meslek Bilgisi:
Bir doktor, bir şoför, bir mühendis, bir mimar, bir berber, bir bahçivan nasıl ki örgün ve yaygın eğitimden geçilir; belli bir düzeye erişmedikçe bu mesleklerden birinden başarılı olunmazsa, öğretmenlik mesleği daha da zor bir meslektir. Kendi kendini süreli yenilemeyen, çağın koşulları doğrultusunda yeni bilgiler öğremeyen bir öğretmenin başarılı olması mümkün değildir. 0 halde öğretmen kendi olanaklerını zor-layarak, kendisini yenilemek zorundadır. Yeterli bir kültür düzeyine erişmeyen öğretmenler mesleklerinde başarılı olmadıkları gibi, öğrencisinin gözünden gün gün yüceliğini yitirir. Öğrencilerin sorunlarına olumlu yaklaşımla eğilmeyen öğretmen doğal olarak mesleğinin aranan kişisi değil, mesleki bilgisi eksik olanlardandir.
Kaldi ki öğretmenlik, çoğu mesleklerden ayrıdır; insan yaşa-mının, toplumun geleceği ile yakından ilgilidir. Bu nedenle öğretmenlik daha bir özen ve titizlik ister.
Elbet, öğretmenliğin de okulu vardir, örgün bir eğitimden geçtikten son.ra öğretmen olunmaktadır. Ne var ki, hızla gelişen ve değişen dünya koşuları bilimin hızla ilerleyişi bulguları, yargılamaları ve verileri önünde, programlarını sık sık yenilemeyen, hoşgörülü çağdaş akımların izleyicisi olmayan içine kapanık sıtatik okulların ne katkısı olabilir. Olsa da okul kişiyi yaşam boyunca izleyemez, onu yaşamın her alanında ilerlemesine, meslek seçmesine yeterince yardım edemez..
O halde, öğretmen kendi olanaklarıyla da kendisini yenilemek, bilgisini her gün gelliştirmek zorundadır. Bir öğretmen çağdaş görüşlerden, güncel gelişmelerden uzak kalırsa, okuldan edindikleriyle, yetinmeye kalkışırsa, toplum içinde etkinliğinin kalmayacağını bilmelidir. Yeterli kültürle donanmamış öğretmenler en gerekli nitelikle-rinden yoksundurlar.
Öte yandan,küçük sandığımız, dünyasını daracık bulduğumuz, bilgilerini kıt gördüğümüz çocuk karşısında, zor duruma düşeceğini varsayması gerekir. Hamurumuzun insan olduğunu hiç bir zaman unutmamamız gerekir. Çocuğun sorunlarına doyurucu biçimde yanıt veremezsek, zihninde beliren sorunları çözemezsek güvenilir bir öğretmen olmadığımız anlaşılır. Bu konudaki yeterliliğimiz kendi kendimizi yetiştirmemize bağlıdır. Bu da kültür zenginliği ile eşdeğerlidir.
Öğretmenin çocuk eğitimi, çocuk gelişimi, insan psikolojisi, eğitim öğretim yöntem ve teknikleri hakında da yeterli bilgiyle donanması gerekir.
Çocuk davranışının evreninde yatan nedenlere, çağının gerektirdiği bedensel, zihinsel, sosyal ve duygusal varlığını kanıtlamayan öğrencilerinin durumuna, olumlu yaklaşımla eğilmeyen öğretmen, doğal olarak mesleğinin aranan kişisi değil, meslek bilgisi eksik olanlardandır.
Sevmesini ve kendisini sevdirmesini bilmelidir
“Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır” Ata sözünü süreli unutmamak gerekir. Sevginin yenemeyeceği güç yoktur. Özellikle eğitim ve öğretimde sevginin yeri büyüktür. Sevginin bu yüceliği yadsınmamalıdır.
Canlı bir varlığa, hele insana ve çocuğa kaşı, büyük bir saygı ve sevgi besleyelim; onları anlamak için acele verilmiş ve geri alınmaz bir hüküm içinde durdurup katılaştırmamak için, iyimserlikle ve çocuğun ilerlemesi arzusuyla dolu olmamız gerekir. İyimser olmak, kör olmak demek değildir; İyimser olmak, çocuğu yoğuran sonsuz ilerleme güçlerine karşı saygı göstermek demektir. Öğretmen kendi çabasıyla sınıfı somurtkanlıktan kurtarıp, demokratik bir hava içinde neşe ve sevgi ile doğal gereksinimlerin giderilmesine yardımcı olmalıdır.
Anababa ve kardeşlerinden ayrılan çocuk, hissettiği eksikliğinin giderilmesi ve olumsuzlukların ortadan kaldırılması ancak sevimli bir yapı ile mümkün olur, Okula gelen çocuk, evindekilerden koptuğunu sanan küçük yüreklere sevecenlikle yerleşmesini bilmelidir. Özellikle ilk yılda bu çok önemlidir.
Uyumsuzluklar üzerinde özenle durulmalı, yeni girdiği ortamın, korkulacak, ürkülecek görüntüsü giderilmeye çalışılmalıdır. Okulun aile ocağından çok farklı bir yer olmadığı, günün belirli saatlerinde bu çatı altında toplanmanın yararları çocuğa sezdirilmelidir. Küçük başarılarla yürüyerek, büyük başarıların kapıları aranmalıdır.
Öğretmen tüm yaptıklarını oyun içinde yaşayarak, yaşatarak sevgi ile küçük yüreklerin sıkıntılarını gidermeli. Okulun ilk günlerinde okula gelmek istemeyen, arkadaşlık ilişkisi kuramayan, sürekli kendisini kıyı ve köşelerde yalnız kalmayı isteyen çocuklarla yakından ilgilenmeli, çocuğa yardımcı olmalı.
Bunları başaran öğretmen elbetteki, sevimli, sevecen ve cana yakın öğretmendir.
Taki Akkuş